Kara Harp Okulu resmi mezuniyet töreni sonrasında Subay Andı okumalarının ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı atmalarının ardından TSK’dan ihraç edilen teğmenlerden Serhat Gündar’ın kararın iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle İdare Mahkemesi’ne açtığı davanın dilekçesine T24 ulaştı. Dilekçede; Tabur Komutanı Yarbay H.T.’nin 5 Eylül’de MSÜ Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu ile yaptığı toplantının ardından “kendini korumak amacıyla” fikir değiştirdiği öne sürüldü. Öte yandan; konuya ilişkin olarak ifadesi alınan personele “Ebru ve İzzet teğmen önceden plan yaptı, sen de kabul et” şeklinde baskı yapıldığı ve yasak sorgu yöntemlerinin kullanıldığı da iddialar arasında yer aldı.
30 Ağustos’ta Kara Harp Okulu mezuniyetinde resmi törenin sona ermesinin ardından kılıç çatarak Subay Andı okuyan ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı attığı gerekçesiyle disiplin soruşturmasıyla TSK’dan ihraç edilen teğmenlerden Serhat Gündar, kararın iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle İdare Mahkemesinde dava açtı. Gündar’ın karara itiraz için açtığı davanın dilekçesine T24 ulaştı.
Yüzbaşı kılıç sesi duymadığını, Subay Andı okunduğunu sosyal medyadan gördüğünü belirtmiş
Tabur Komutanı Yarbay H.T.’nin 5 Eylül’de MSÜ Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu ile yaptığı toplantının ardından karar değiştirdiği öne sürüldü. Dilekçede konuya şu ifadelerle yer verildi:
“Keza tutanakta imzası bulunan Yzb. F. Ö. 10.09.2024 tarihli ifadesinde; olay sırasında sadece kılıç sesleri duyduğunu, yapılan yemini duymadığını, böyle bir yemin metnini okuduklarını akşam sosyal medyadan öğrendiğini belirtmiştir.
30.08.2024 tarihli tutanakta iki ek bulunmaktadır. Bu eklerden birinde anda katılan teğmenlere ilişkin bir isim listesi bulunmaktadır. Oysa soruşturma dosyasının bütününden, bu isimlerin daha sonradan fotoğrafların incelenmesi suretiyle belirlendiği görülmektedir. Dolayısıyla bahse konu tutanağın 30.08.2024 tarihinde tutanakta imzası bulunanlar tarafından düzenlenmesi mümkün bulunmamaktadır.
Yarbay önce ‘bilgimiz yok’ dedi, sonra fikir değiştirdi iddiası
Burada önemli olan tutanağın içeriği değildir. Nitekim tutanağın içeriğiyle kişilerin beyanları ve dosyadaki görüntüler çelişkilidir. Önemli olan bu tutanağı, olayı gerçekte görmediğini sonradan ifadesinde belirten kişilerin imzalamasıdır. Zira bu durum tutanak mümzilerinin ifadelerinin güvenilir olup olmadığı, bu kapsamda olmak üzere Yb. H. T.’nin kendi emrinin tören sonrasını da kapsadığına ilişkin yorumunun doğruluğu hususunda haklı bir şüphe oluşturmaktadır. Bu şüpheyi güçlendiren bir diğer husus şudur ki, İdari Tahkikat Raporunun 29. sahifesinde yer alan (4) numaralı paragrafa göre; 5 Eylül 2024 tarihinde MSÜ Rektörü Prof. Dr. Erhan AFYONCU, Okl. K., Dekan ve Dekan Yard. Bulunduğu bir ortamda, o dönemde okulda bulunan Alay Komutan Yardımcısı Alb. H. ile Tabur Komutanları Yb. TU., Yb. A. ve Yb. Y. ile birlikte toplantı yapmıştır. MSÜ Rektörü Prof. Dr. Erhan AFYONCU burada teğmenlerin faaliyetinden bilgileri olup olmadığını sorgulamış ve Yb. T. önce “bilgimiz yok” demekle birlikte, bu toplantıda ısrarlar sonrası sonradan konuyla ilgili bilgisi olduğunu ifade etmiştir. Diğer personel bu konuyla ilgili herhangi bir girdi yapmamıştır. Rapordaki anlatıma nazaran; Yb. H. T.’nin MSÜ Rektörü Prof. Dr. Erhan AFYONCU’nun 05 Eylül 2024 tarihli toplantıdaki ısrarlarından sonra ifadelerinde kendisini koruyacak surette bir tutum değişikliğine gittiği, daha sonraki ifadelerinde de bu tutumunu korumak zorunda kaldığı ve muhtemelen Olay Tespit Tutanağı’nın çok daha sonra tutulup imzalandığı anlaşılmaktadır.”
Disiplin soruşturması sürecinde heyet bilgisi avukatlardan gizlendi
Dilekçede “Bilgi Edinme Kanunu” gerekçe gösterilerek avukatlardan, teğmenlerin yazılı savunmasının alan soruşturma heyetinin gizlenmesi de yer aldı. Soruşturmanın şeffaflığı açısından konunun sorun oluşturduğu vurgulanarak şu ifadelere yer verildi:
“K.K.K’dan dosyanın tam bir suretinin tarafımıza verilemesi yönündeki gerek müvekkilin gerekse vekilleri olarak bizlerin yazılı taleplerine karşın dosya muhteviyatı tarafımıza eksik ve hatta eksiltilmiş ve bazı bölüm ve isimleri üzeri kapatılarak fotokopi edilmiş haliyle verilmiştir. Bu durum dosyayı alırken yapmış olduğumuz kontrolde ortaya çıkmış ve tutanakla tespit edilmiştir. Bu nedenle disiplin soruşturma heyetinin kimlerden oluştuğu bilgisi karartılmış olduğundan soruşturmanın tarafsız soruşturmacılar eliyle yürütülmüş olup olmadığını denetleyebilmemiz mümkün olmamıştır.
“Keyfi…”
Buna göre soruşturma evrakının incelenmesi ile ilgili tek istisnanın tahkikatın gizliliğinin, üçüncü şahıs ve makamların özel bilgileri ile şeref, haysiyet ve güvenliğinin, gizli ve özel nitelikteki bilgilerin korunmasıdır. Böyle bir durumun somut disiplin soruşturma dosyası açısından nasıl vücut bulduğu tarafımıza açıklanmamıştır. Bu nedenle disiplin soruşturma evrakı keyfi şekilde gizlenmiştir. Bu yönüyle savunma hakkımız da kısıtlanmıştır.”
Soruşturma evrakları eksik teslim edildi
Soruşturma evraklarının avukatlara eksik teslim edildiğinin vurgulandığı dilekçede şunlar belirtildi:
“Dosya tarafımızdan incelendikten sonra etkin bir savunma yapabilmek için ihtiyaç duyduğumuz belge, bilgi ve deliller 06.01.2025 tarihli dilekçemizle K.K.K. YDK’dan talep edilmiştir. Buna karşılık önce taleplerimizin “YDK tarafından değerlendirileceği” bildirilmiş, yazılı savunmamızda bu taleplerimizin cevapsız bırakılmış olmasının hukuka aykırılık teşkil ettiği ayrıca belirtilmiş olmasına ve 16.01.2025 tarihli YDK toplantısına girerken teslim ettiğimiz dilekçe ile bu taleplerimiz hakkında işlem yapılmamış olmasının adil yargılanma hakkımızı kısıtladığından bahisle taleplerimizin karşılanması için kovuşturmanın genişletilmesine ve amir kanaatlerini baskıyla değiştirenler hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına yapmış olduğumuz suç duyurusunun sonucunun beklenmesine karar verilmesi talep edilmesine ve bu taleplerimiz ayrıca sözlü savunmamızda da tekrarlanmış olmasına rağmen bu konuda hiçbir işlem yapılmamıştır. Bu husus karar gerekçesinde de ‘… avukatları tarafından yapılan ilave talepler, dosyada mevcut bilgi ve belgeler yeterli, görüldüğünden uygun bulunmamıştır’ şeklinde ifade edilmiştir.
“Gerekçeli karar hakkının ihlali”
Bu durumda taleplerimiz karşılanmadan karar verilmiş olması ‘silahların eşitliği prensibi’ ve ‘delilleri inceleme ve delil sunma hakkına’ aykırıdır. Taleplerimizin hiçbir gerekçe gösterilmeden dosyada mevcut bilgi ve belgeler yeterli görüldüğünden bahisle reddedilmiş olması da ‘gerekçeli karar hakkı’nın ağır ihlâlidir.”
Disiplin amirlerinin kanaatleri dosyadan çıkarıldı
Disiplin soruşturma dosyalarının iade edilmesine yol açan disiplin amiri kanaat ve teklifleri formunun soruşturma dosyasından çıkarıldığı detayları dilekçede yer aldı. Konuya dair dilekçede şu ifadelere yer verildi:
“Doldurma talimatı incelendiğinde disiplin amirlerinin müvekkil hakkında ceza verilmesi ya da verilmemesi konusundaki kanaat ve teklifleri üzerinde Yüksek Disiplin Kurulu tarafından hukuka aykırı bir müdahale, en azından aleyhe bir yönlendirme yapılmış olması kuvvetle muhtemeldir.
Dosyanın disiplin amirlerine geri gönderilmesine sebebiyet veren evrakın ve bu evrak yerine disiplin amirlerince doldurulan yeni “teklif ve kanaat” formunun Yüksek Disiplin Kurulu savunması öncesi tarafımıza hiçbir şekilde gösterilmemiş olması da müvekkil aleyhine bir durumun ortaya çıkması için disiplin amirlerine baskı yapıldığı düşüncesini desteklemektedir. Disiplin amirleri tarafından doldurulmuş olduğu kesin olan “teklif ve kanaat” içeren tüm belgelerin Yüksek Disiplin Kurulu’ndan önce tarafımıza verilmesi, dosyadan çıkarılan başkaca bir evrak varsa bu evrakın ne olduğunun tarafımıza bildirilmesi yazılı savunmamızda ve yukarıda bahsi geçen dilekçemizde talep edilmesine rağmen bu yöndeki taleplerimizin karşılanmamış olması amirlere baskı yapılarak kanaatlerin değiştirildiği yönündeki kuşkuları kuvvetlendirmiştir. Nitekim müvekkilin YDK’daki beyanlarına göre(Syf. 26/46) teğmenlerin YDK’ya sevk sürecinde Topçu Okulunda Bölük Komutanının, kendisinden olumsuz kanaat istendiğini, bu konuda kendisine baskı yapıldığını, bir disiplinsizlik görmediğini ve olumsuz kanaat bildirmeyeceğini söylediğinde ise görevlendirmesinin çıkabileceği ya da yurt dışı görevine gönderilmeyeceği konusunda tehdit edildiğini bütün bölük önünde dile getirmiştir.”
“Kanaat değiştirilmesi için baskı yapıldı” iddiası
Topçu Üsteğmen Ş.B.P.’nin beyanına göre; kanaat yazan komutanın, bölük personeli önünde kanaatini değiştirmesi için baskı yapıldığı açıkça ifade ettiği ancak avukatların talebine rağmen bir işlem yapılmadığı iddiası da dilekçeye yansıdı.
Yasak sorgu yöntemleri kullanıldığı öne sürüldü
Savunma hakkının ihlal edildiği ve ifadesi alınan personele “Ebru teğmen önceden plan yaptığını kabul etti, sen de kabul et artık” şeklinde baskı yapıldığına dair iddialar itiraz dilekçesinde şöyle belirtildi:
“Soruşturma Heyetinde müvekkilin rütbesine göre çok üst rütbede personelin görevlendirilmiş olması (general, albaylar, yarbay) ve bu personelin tanık ve soruşturulanlara avukatların da olmadığı bir ortamda ‘öyle olmaz, şöyle mi dedin, şöyle yazalım’ şeklindeki tavrı nedeniyle savunma hakkı ihlâl edilmiştir. Bu ihlâl öyle bir dereceye varmıştır ki Teğmen Talip İzzet AKARSU’nun YDK huzurunda sözlü savunmasında da belirttiği üzere örneğin bir ifade tutanağı gösterilerek ‘Ebru teğmen önceden plan yaptığını söyledi, sen de kabul et artık’ veya ‘İzzet Teğmen önceden plan yaptığını söyledi, sen de kabul et artık’ şeklinde yasak sorgu yöntemleri dahi kullanılmıştır.”
Erdoğan ve Bakan Güler’in söylemleri masumiyet karinesine aykırı
Törenin ardından Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Malum mezuniyet töreninde bazı istismarcılar ortaya çıkmak suretiyle kılıçlar çektiler. Siz bu kılıçları kime çekiyorsunuz? Oradaki birkaç tane kendini bilmez bunlar da evelallah temizlenecek biz buralara durup dururken gelmedik. Bu 30 kişi olabilir 50 kişi olabilir. Kim olursa olsun bunların ordumuzun içinde bulunması mümkün değil. Bunları temizleyeceğiz” ifadelerine de dilekçede yer verildi.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in ise 26 Kasım 2024 tarihinde yaptığı “İsnat edilen suç kılıç çatmak, ant okumak değil, ikazlara rağmen kasıtlı organize disiplinsizliktir. Tegmenlerin hiçbirine ‘Neden ant okudunuz?’, ‘Neden Atatürk’ün askerleriyiz dediniz’ diye soru sorulmadı. Söz konusu eylem amirlerinin izinleri olmadan organize edilmiş, emir komuta zinciri devre dışı bırakılmıştır… ‘Disiplinden taviz verilmeyecek’” şeklindeki açıklama dilekçeye eklendi.
Söz konusu ifadelerin masumiyet karinesinin ihlali olduğu vurgulandı.
More Stories
Şişli’de Kayalar Düşerek Korku Yarattı
Halep’te PKK/YPG Tehdidi Artıyor
Malatya’da ‘torbacı’ operasyonu: 3 gözaltı!