Parkinson’da umut erken tanıda…

Parkinson Hastalığı ve Tedavisi

Parkinson hastalığının, beyindeki dopamin üreten sinir hücrelerinin kaybıyla ortaya çıktığını belirten uzmanlar, Parkinson’un ilerleyici bir sinir sistemi hastalığı olduğunu söylüyor.

11 Nisan Dünya Parkinson Günü kapsamında hastalığın oluşumu ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi veren Nöroloji Uzmanı Dr. Celal Şalçini, “Titreme, kas sertliği ve hareketlerde yavaşlama gibi belirtilerle kendini gösterir. Genetik yatkınlık, yaş ve çevresel toksinlere maruz kalmak riski artırabilir.” dedi. Erken teşhis ve uygun tedavi ile semptomların kontrol altına alınarak yaşam kalitesinin artırılabileceğine dikkat çeken Şalçini, ilaç tedavileri ve cerrahi yöntemlerin yanı sıra egzersiz ve sağlıklı beslenmenin de önemli olduğunu vurguladı.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Celal Şalçini, 11 Nisan Dünya Parkinson Günü kapsamında hastalığın oluşumu ve tedavi yöntemleri hakkında bilgiler paylaştı.

Hem genetik hem de çevresel faktörler hastalığın oluşumunu etkiliyor!

Parkinson hastalığının, beyindeki dopamin üreten sinir hücrelerinin kaybı nedeniyle ortaya çıkan, hareketleri etkileyen ilerleyici bir sinir sistemi hastalığı olduğunu hatırlatan Dr. Celal Şalçini, “Titreme (tremor), kas sertliği (rijidite) ve hareketlerde yavaşlama (bradikinezi) gibi belirtilerle karakterizedir.” dedi.

Parkinson hastalığının kesin nedeni bilinmemekle birlikte, genetik ve çevresel faktörlerin hastalığın oluşumunda rol oynadığının düşünüldüğünü ifade eden Şalçini, “60 yaş üstünde daha yaygın görülür. Ailede Parkinson öyküsü olması, riski artırabilir. Erkeklerde daha sık görülür. Pestisitler ve ağır metal gibi toksinlere maruz kalmak da hastalığın ortaya çıkmasında etkili olabilir.” şeklinde konuştu.

Belirtiler sinsice ortaya çıkıyor!

Parkinson’un genellikle sinsi başlangıçlı olduğuna dikkat çeken Dr. Celal Şalçini, erken belirtileri şöyle açıkladı:

“Genellikle ellerde veya parmaklarda hafif titremeler başlar. Mikrografi denilen el yazısında küçülme durumu ortaya çıkar. Hareketlerde yavaşlama, duruş bozuklukları ve denge kaybı görülür. Maske yüz, yani yüz ifadesinde donuklaşma oluşur. Konuşma ve ses değişiklikleri baş gösterir.”

Erken teşhis ve uygun tedavi ile semptomlar yönetilebilir…

Erken teşhisle hastalığın ilerleyişinin yavaşlatılarak yaşam kalitesinin artırılabileceğini ifade eden Dr. Celal Şalçini, “Ancak hastalığı tamamen ortadan kaldıran bir tedavi henüz bulunmuyor.” dedi.

Tedavi yöntemleri arasında ilaçlar ve cerrahi bulunduğunu vurgulayan Şalçini, sözlerini şöyle tamamladı:

“En etkili ilaç Levodopa etkin maddeli ilaçlardır, dopamin seviyesini artırır. Beyinde dopamin etkisini taklit eden Dopamin agonistleri ile dopaminin parçalanmasını yavaşlatan MAO-B inhibitörleri de kullanılan diğer ilaçlar arasındadır. Fizik tedavi ve egzersizler ise kas sertliğini ve dengeyi korumak için önerilir.

Beynin belirli bölgelerine elektrot yerleştirilerek semptomları kontrol etmeye yardımcı olan Derin Beyin Stimülasyonu (DBS), cerrahi yöntem olarak uygun vakalarda kullanılabiliyor. Ayrıca antioksidan içeren diyetler ve düzenli egzersiz de faydalıdır. Parkinson hastalığında erken teşhis ve uygun tedavi ile semptomlar yönetilebilir ve hastaların yaşam kalitesi artırılabilir.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Related Posts

Veremediğiniz kiloların sebebi bu hastalık olabilir!

Beslenme ve Diyet Uzmanı Ekin Sayer, lipödemin yalnızca kilo problemi değil, kronik ve ilerleyici bir bağ doku hastalığı olduğunu belirterek, “Tedavide esas olan yalnızca kilo vermek değil; vücudu bir bütün olarak iyileştirmektir” dedi.

Kene mi yoksa sinek mi ısırdı? İz yuvarlaksa dikkat, anında belli ediyor

Doğada vakit geçirmeyi sevenler, piknik tutkunları ya da tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar için kene ve sinek ısırıkları arasındaki farkı bilmek hayati önem taşıyor. Özellikle yaz aylarında artan kene vakaları, hem insanlar hem de evcil hayvanlar için ciddi sağlık riskleri oluşturuyor. Peki, bir ısırıkla karşılaştığınızda bunun sinek mi yoksa kene mi olduğunu nasıl anlarsınız?

Birçok kişinin sıklıkla yaptığı en büyük sabah hatası: Bu yüzden yağ mideye yapışıyor!

Diyabet uzmanı, sabah kahvaltısını atlamanın hem çocuklarda hem de yetişkinlerde insülin direncini artırarak karın bölgesinde yağ birikimine ve metabolik sorunlara yol açabileceği konusunda uyarıyor.

Ağrı’da karaciğer yetmezliği teşhisi konan 2 yaşındaki çocuk ambulans uçakla Ankara’ya nakledildi

Ağrı’nın Patnos ilçesinde sarılık şikayetiyle hastaneye başvuran 2 yaşındaki Yunus Emre isimli çocuk, yapılan tetkikler sonucu karaciğer yetmezliği (Fulminan hepatit) tanısı aldı. Durumu ağırlaşan minik hasta, annesinden karaciğer nakli yapılmak üzere Sağlık Bakanlığı tarafından tahsis edilen ambulans uçakla Ankara’ya sevk edildi.

Uzmanlar uyarıyor: Ketojenik diyeti ezbere uygulamayın

Son yıllarda popüler olan ketojenik diyet, kontrolsüz bir şekilde uygulandığında sorunları da beraberinde getiriyor. Bu diyetin epilepsi hastaları için geliştirildiğini belirten Diyetetik Uzmanı Tuba Kayan Tapan, bilinçsizce yapılan ketojenik diyetin karaciğer ve kalp sağlığını olumsuz etkileyeceğini söyledi.

Hipertansiyona yakalanma riski ileri yaşlarda artıyor

Bayındır Söğütözü Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mutlu Güngör, özellikle menopoz sonrası kadınlar ve 40 yaş üzeri erkeklerde hipertansiyonun daha yaygın görüldüğünü belirtti.