Singapur ve Malezya’yı birbirine bağlayacak olan bu devasa proje, yalnızca ulaşımı hızlandırmakla kalmayarak, aynı zamanda bölgesel iş birliğini ve ekonomik kalkınmayı da güçlendirmeyi hedefliyor.
İlk olarak Japonya’nın Shinkansen isimli hızlı tren teknolojisi ile hayata geçirilen bu proje iki ülkenin birbirine bağlanmasını sağlayacak olması sebebiyle önemli ulaşım projelerinden biri olarak anılıyor.
Japonya önderliğinde temelleri atılan bu yüksek hızlı tren hattının tamamlanmasının 2030 yılına kadar süreceği öngörülüyordu.
Kökleri ilk olarak Japonya’nın önderliğinde 2013 yılında atılan bu projenin Asya’nın ulaşım altyapısını yeniden şekillendirme potansiyeline sahip olmasıyla dikkat çekiyor.
Ancak Japonya’nın 2020 yılında Malezya’nın gerekli devlet desteğini vermemiş olması sebebiyle projeden çekildiği biliniyor.
Japon firmalarının, özellikle East Japan Railway Co.’nun, Shinkansen teknolojisini bu projede kullanmayı planladıkları bilinse de projeye katılımın mali açıdan çok riskli olacağını düşünmeleri sebebiyle projeden çekildikleri söyleniyor.
Japon firmalarının projeden çekilmesiyle Çinli ve Avrupalı rakiplerin bu projeye olan ilgisini arttığı, projenin özel sektör desteğiyle hayata geçirileceği ifade ediliyor
Bu durum ilk olarak projeyi tehlikeye atmış olsa da, trenin ilk deneme sürüşünün belli bir noktaya kadar Japonya ortaklığında atılmış olan 508 kilometrelik bir deneme hattı üzerinde 2026 yılında yapılacağı söyleniyor.
Trenin saatte 320 kilometre hıza ulaşarak iki ülke arasındaki mesafeyi ciddi ölçüde kısaltması planlanıyor.
Malezya ve Singapur’u birbirine bağlayacak bu tren projesi, mühendislik ve teknoloji alanında birçok yeniliği beraberinde getiriyor.
Mühendislerin treni en üst düzey güvenlik ve konfor standartlarına uygun şekilde tasarladığı, ayrıca deprem ve diğer doğal afetlere karşı dayanıklı yapılar kullandığı biliniyor.
Ek olarak, trenlerin enerji verimliliği de göz önünde bulundurularak çevre dostu teknolojiler kullanıldığı belirtiliyor.
Eğer bu proje tamamlanabilirse, geniş bir alanı kapsayan bu güzergâhın, sadece büyük şehirleri değil, aynı zamanda küçük kasabaları ve kırsal bölgeleri de birbirine bağlayarak, yerel ekonomilerin canlanmasına katkı sağlayacağını da belirtmek gerek.