Ortadoğu dendiğinde kuşkusuz ilk akla gelenler sorun, gerginlik, çatışma ve savaş…Ne yazık ki Ortadoğu’nun bu yazgısı hiç değişmeden devam ediyor. Sorunlar, aktörler ve dengeler değişse de bölgenin yapısı ve atmosferi hep aynı kalıyor. Hiçbir zaman hiçbir uluslararası aktör tek başına oyun kurucu yani barış getirici olamıyor.
Petrol bölgeyi ne kadar zengin kılıyorsa, bir o kadar da kırılgan ve yaşanmaz yapıyor. Zenginlik belli devletlerde en üst düzeydeyken kimi devletler için yaşam çok zor. Aynı coğrafyada uçlar ve büyük farklar eş anlı yaşanıyor.
Türkiye açısından bakılacak olursa Ortadoğu komşu bölgeler içinde en stratejik ve en önemli olanı. Başta sınır güvenliği olmak üzere Cumhuriyetin ilk günlerinden itibaren hassas ve özel durumunu korudu. Hamas’ın “Aksa Tufanı” operasyonuna İsrail, “Demir Kılıç” operasyonuyla yanıt verdi. “Savaş kazanılacak” şeklinde açıklama da ardından geldi. Peki Israil, “Demir Kılıç”ı nasıl yönetecek ve hedefi tam olarak ne?
Çatışmaların bölgeye yayılması ve başka ülkeleri de içine alması ihtimal dışı değil. İran bu anlamda iki taraf arasındaki sorunu bölgeye yayabilir. İran’ı sınırlayabilecek güç ise kuşkusuz Rusya. Rusya’nın tavrı bu nedenle gerçekten yakından izlenmeli.
Türkiye’nin bölgesel politikasında bir değişim söz konusu değil. Suriye ve Irak’a terör yüzünden yaptığı operasyonlar ilk değil ve sorun çözülmedikçe son olmayacak. İsrail Filistin ya da İsrail Hamas arasındaki sorunda Türkiye kuşkusuz geçmişte olduğu gibi önemli bir rol üstlenebilir hatta üstlenmelidir. Küresel ölçekte dünyanın büyük badirelerden geçtiği unutulmayarak, gerginliklerin büyümeden, tarafların rızaları ve çözümün kalıcılığı esas alınarak adım atılması gerektiği asla unutulmamalıdır. Barış için savaşa yine bölgenin ve dünyanın çok ihtiyacı var.
DOÇ. DR. ALİ FAİK DEMİR
GALATASARAY ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ ÖĞRETİM ÜYESİ